Satmışım bu dünyanın anasını ama alanı yok!
Satmışım bu dünyanın anasını ama alanı yok. Hiç satmıyor. Herkes kendi dünyasında kim ne yapsın günlük bir zevki. İçmişim dostum kafam yerinde, hoştur sohbetim sana karşı. Üzmem bilesin zaten sebebim yok kimseyi üzmeye. Yine bir kimsesizlik anındaki uykusuzluğu oynuyorum mekansız tiyatromda. Ne yana baksam hiçsizliğin ortasındayım. Oyun çok perde fakat tek kişilik. Oyuncu benim, izleyen benim ve yazarıda benim bu oyunun. Kapalı gişeyim sanki. Kapattım kapılarımı seyircilere, hep aynı düşüncelerin eseri gibiyim. Yüzler, gülüşler farklı fakat düşler aynı. Bu oyunumda akşam matinesi çalıyorum. Eski bir plak koymuşum uzaktan geliyor sesi. Ne çaldığını değil sadece tınısı dinliyorum. Dinledikçe kendimi rüyada geçen bir anı gibi hissediyorum : gerçekleşmeyi bekleyen fakat anlamsız zamanda gelen. Zamanın en kuytu köşesinde, en berrak vaktinde yürüyorum oyunumda. Etrafımda yeşil ağaçlar ve burada ötüşen kuşların gizemleri var. Yürüyorum. Arka...