İçimden geldi biranda...
Çok uzun zaman oldu cidden elime kağıt kalem alıp bir şeyler karalamayalı. Neden bu kadar uzun sürdü bilmiyorum ama sanırım hayat benden bazı şeyleri götürdü. Eski düşüncelerim yok artık. Eskiden gezip tozup eğlenmeyi düşünürdüm fakat artık para kazanmayı, evlenip çocuk sahibi olmayı ve ileride nasıl bir hayat istediğimi düşünüyorum. Aslında bir yanım hala "git oğlum işine biraz daha oku, eğlen gez hayata bir defa geliyorsun, tadını çıkar" der gibi.
Son altı aydır Irak topraklarındayım ve buralardan çok sıkılmaya başladım. Aslında dışarı çıkıp rahatça gezebiliyorsun fakat işte pek cazip gelmiyor bana. Hayat burada ucuz değil. Her şey ülke dışından ihraç ediliyor. Alkol ve sigara cidden çok ucuz. Efes = 1000 Irak dinari :) iç içebildiğin kadar.
İyi kötü günlerimiz geçiyor buralarda fakat çok yoruluyoruz ve insan olduğumuzu unutuyoruz bazen. Neden geldim buralara diyorsun fakat artık gelmişsin ve biraz dişini sıkıp para kazanma zamanı. Elbet bütün hayatın bu şekilde gitmeyecek.
Eski günlerimi özledim be gençlik. Akşamları dışarı çıkıp güzel bir sohbet ile birlikte çay kahve içmeyi , sabahları erken uyanmamayı, sabah kahvaltısını öğlen yemeği vaktine ertelemeyi, sabah kahvaltısı uzatıp sonunda güzel bir demli çay sohbetini, sucuklu yumurtanın içine konulan arkadaş,anne sevgisini, evden dışarı çıkıp bildiğin yerlerde bildiğin güzellikleri yaşamayı, sıcak bir burma tatlısını döktürmeyi, geceleyin acıkıp şırdan yemeyi, tranvayın o herkese ben buradayım bensiz bu şehrin anlamı kalmaz der gibi çalan zilini duymayı, çimenlere uzanıp uyumayı, gitarımın tellerine vurmayı, beni sinirlendiren arkadaş sohbetlerini, tren seferlerini, okul kapısından girer iken kimlik göstermeyi ve aynı zamanda alışkanlıktan bazen fakülte kapısından girerken de kimlik göstermeyi, sinemaya gitmeyi, sevgilimi öpmeyi, saçlarını okşamayı, dostlarımla aynı tabaktan yemek yemeği, tiyatro izlemeyi, balkona çıkıp sessizce içki içmemizi, ay sonunu getirmek için attığım taklaları, 5 parasız yollara düşmemizi, hiç bilmediğimiz yerde hiç bilmediğimiz kişilerle tanışmayı, mini bar da sabahlamayı (umut bu sana :) ), kızların kendilerini beğenip ağırdan satmalarını, ay kız bu ne kadar güzel demelerini :) , akşama ne yemek var dostum demeyi, Ortak param yok bana borç demeyi, 5 kat yukarıya çıkıp aşağı bir şeyler unutmayı, sabahları yapılan kim markete gidecek atışmalarını, tek başına yapılan yürüyüş vakitlerini, özledim be seni eski güzel günlerim...
Son altı aydır Irak topraklarındayım ve buralardan çok sıkılmaya başladım. Aslında dışarı çıkıp rahatça gezebiliyorsun fakat işte pek cazip gelmiyor bana. Hayat burada ucuz değil. Her şey ülke dışından ihraç ediliyor. Alkol ve sigara cidden çok ucuz. Efes = 1000 Irak dinari :) iç içebildiğin kadar.
İyi kötü günlerimiz geçiyor buralarda fakat çok yoruluyoruz ve insan olduğumuzu unutuyoruz bazen. Neden geldim buralara diyorsun fakat artık gelmişsin ve biraz dişini sıkıp para kazanma zamanı. Elbet bütün hayatın bu şekilde gitmeyecek.
Eski günlerimi özledim be gençlik. Akşamları dışarı çıkıp güzel bir sohbet ile birlikte çay kahve içmeyi , sabahları erken uyanmamayı, sabah kahvaltısını öğlen yemeği vaktine ertelemeyi, sabah kahvaltısı uzatıp sonunda güzel bir demli çay sohbetini, sucuklu yumurtanın içine konulan arkadaş,anne sevgisini, evden dışarı çıkıp bildiğin yerlerde bildiğin güzellikleri yaşamayı, sıcak bir burma tatlısını döktürmeyi, geceleyin acıkıp şırdan yemeyi, tranvayın o herkese ben buradayım bensiz bu şehrin anlamı kalmaz der gibi çalan zilini duymayı, çimenlere uzanıp uyumayı, gitarımın tellerine vurmayı, beni sinirlendiren arkadaş sohbetlerini, tren seferlerini, okul kapısından girer iken kimlik göstermeyi ve aynı zamanda alışkanlıktan bazen fakülte kapısından girerken de kimlik göstermeyi, sinemaya gitmeyi, sevgilimi öpmeyi, saçlarını okşamayı, dostlarımla aynı tabaktan yemek yemeği, tiyatro izlemeyi, balkona çıkıp sessizce içki içmemizi, ay sonunu getirmek için attığım taklaları, 5 parasız yollara düşmemizi, hiç bilmediğimiz yerde hiç bilmediğimiz kişilerle tanışmayı, mini bar da sabahlamayı (umut bu sana :) ), kızların kendilerini beğenip ağırdan satmalarını, ay kız bu ne kadar güzel demelerini :) , akşama ne yemek var dostum demeyi, Ortak param yok bana borç demeyi, 5 kat yukarıya çıkıp aşağı bir şeyler unutmayı, sabahları yapılan kim markete gidecek atışmalarını, tek başına yapılan yürüyüş vakitlerini, özledim be seni eski güzel günlerim...
Şimdi bunların çoğunu burada halen yapıyor olmama rağmen okulun bitipte çalışma hayatı sonucunda kaybedilen özgürlüğü ir daha geri getirmek çok zor oluyor artık bu kadar özgün de düşünemiyorsun, aynı şekilde daha dün parasız yollara çıkıp yaşadığımız heyecanı hatırladım, cebimizde tomar para gezsek ile bu eğlence ve heyecanı hiçbir zaman yakalayamayacağız..
YanıtlaSil