This is the game :) It is called "Little Alchemy". The game is so simple : drag a element on other element and you ll have new element. it is this much simple.You start with four main elements : Air , Fire, Water and Earth. But, you need to think all combinations and use your brain. Examples : Fire (Ateş ) + Water ( Su ) = Steam ( Buhar ) Water ( Su ) + Earth ( Toprak ) = Mud ( Çamur ) You can find the game from Chrome Store if your browser is Chrome and for Android , Iphone users it is also avaible in their stores. Android , Iphone , Chrome Store I have been playing almost 2 days with my friends and we reached the around 143 elements out of 300. We are willing to complete all. Also you can suggest elements, new combinations therefore it is funny and all depends on you. Here are some tricks that you can use: ( Some of them may not work ) 1UP = ...
Bir gün uzun zamandır aradığım bir grubun albümünü bulduğum sitede öylesine geziniyordum. Birden Ladino adıyla anılan ve türk ezgilerinin de içinde olduğu bir müzik türünün en iyi temsilcisinin albümü gözüme takıldı. Daha önce böyle bir olgunun olduğunu dahi bilmiyordum. İlgimi çekti ve dinlemek istedim. Albümü indirip dinlemeye başladım.İşte o gün bugündür bir daha da bırakamadım bu sesi. Daha sonra öğrendim ki, bu kişinin sesi "bir kez duyulduğunda kolay kolay unutulmayan" bir ses imiş. 1,5 yıldır dinliyorum ve en son Nisan 2011 Eskişehir'de konserine gidip canlı dinleme sanşına kavuştum. Konser tek kelime ile muhteşemdi. Sahneye girip şarkı söylemeye başladığında tüm salonda ölüm sessizliği hakimdi. En ufak bir fısıldaşma dahi duyuluyordu. Sadece ama sadece kendisinin o muhteşem sesi ve aradı bir o sese eşlik eden gitarın tınısı. Tüylerim diken diken olmuştu. Konser boyunca şarkıların hikayelerini ve kendisi ile bir kaç bilgi vermişti.Hayatımdaki gittiği...
Satmışım bu dünyanın anasını ama alanı yok. Hiç satmıyor. Herkes kendi dünyasında kim ne yapsın günlük bir zevki. İçmişim dostum kafam yerinde, hoştur sohbetim sana karşı. Üzmem bilesin zaten sebebim yok kimseyi üzmeye. Yine bir kimsesizlik anındaki uykusuzluğu oynuyorum mekansız tiyatromda. Ne yana baksam hiçsizliğin ortasındayım. Oyun çok perde fakat tek kişilik. Oyuncu benim, izleyen benim ve yazarıda benim bu oyunun. Kapalı gişeyim sanki. Kapattım kapılarımı seyircilere, hep aynı düşüncelerin eseri gibiyim. Yüzler, gülüşler farklı fakat düşler aynı. Bu oyunumda akşam matinesi çalıyorum. Eski bir plak koymuşum uzaktan geliyor sesi. Ne çaldığını değil sadece tınısı dinliyorum. Dinledikçe kendimi rüyada geçen bir anı gibi hissediyorum : gerçekleşmeyi bekleyen fakat anlamsız zamanda gelen. Zamanın en kuytu köşesinde, en berrak vaktinde yürüyorum oyunumda. Etrafımda yeşil ağaçlar ve burada ötüşen kuşların gizemleri var. Yürüyorum. Arka...
Yorumlar
Yorum Gönder