Kayıtlar

Sıfır ve Sevda --- Zero and Love

Resim
Sifir bir deger degildir. Bir sayi bile degildir. Ancak baska bir sayinin yanina gelince deger yaratir. Ayni sevda gibi. Sevdanin da tek basina bir degeri yoktur. İlle biri olmali.sifir ne kadar çoksa sayi o kadar çogalir. Sevda ne kadar çoksa insan o kadar çogalir,büyür. Sana desem ki sevdami al,kendine ekle  bir ömürle çarp sonra sonsuza esitle yine degeri sifirmi olur senin için?? Zero has  no value. It is not even a number. It creates a value when it is next to other numbers. Just like a love. Love has no value when there is only one person. There has to be someone else. The more there are zeros ,  the more number has value. The bigger the love , people become abundant and grow up. If i tell you , take my love, add to yourself, mutiply by a life and then equal it to the infinity , will it be a zero for you, again??? Bu cümlelerin sahibi  7 numara dizisinin senaristi olan OYA YÜCE tarafından yazılmıştır. These sentences has been written by  t...

Erbilden İzlenimler 2

Resim
Erbil den başka bir gün. Sıcak ve güzel bir gün fakat herkes gibi bizde bu şehirden ve ülkeden bıkmış durumdayız. İnsanlığını unutuyorsunuz bazen :) Fotoğraflarda görünenler İnşaat Mühendisi ve onun çelik ekibi. 4 tane Adanalı. Fotoğraflar Erbil şehir merkezinde çekilmiştir. Sizleri kelimelerle boğmak yerine "Bir Fotoğraf Bin Sözcüğe Bedeldir" sözü ile baş başa bırakıyorum.  Another day from Arbil. Hot and sunny day. we have bored from this city and country as everybody does. Sometimes, you forget of your human being :) In photos, you see the civil guy and his steel team. 4 guys from Adana. Photos were took in city center of Arbil. Instead of using many words better to leave you with this sentence "A photo is worth a thousand words "

SEN _ NAZIM HİKMET

Resim
SEN  En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye en güzel  günlerimin bu üç mel'un adamını yer yer tırnaklarımla kazıdım hatıralarımın camını.. En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Biri sensin, biri o, biri ötekisi.. Düşmanımdır ikisi.. Sana gelince... Yazıyorsun.. Okuyorum.. Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa, insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum.. Ne yazık!.. Ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var; senin ve benim en güzel günlerimiz.. Kalbimin kanıyla götüreceğim ebediyete ben o günleri.. Sana gelince, sen o günleri - kendi oğluyla yatan, kızlarının körpe etini satan bir ana gibi satıyorsun!. Satıyorsun: günde on kaat, bir çift rugan pabuç, sıcak bir döşek ve üç yüz papellik rahat için... En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Biri sensin, Biri o, biri ötekisi... Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi... Sana gelince... Ne ben Sezarım, Ne de sen Brütüssün... Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün.. A...

İçimden geldi biranda...

Resim
Çok uzun zaman oldu cidden elime kağıt kalem alıp bir şeyler karalamayalı. Neden bu kadar uzun sürdü bilmiyorum ama sanırım hayat benden bazı şeyleri götürdü. Eski düşüncelerim yok artık. Eskiden gezip tozup eğlenmeyi düşünürdüm fakat artık para kazanmayı, evlenip çocuk sahibi olmayı ve ileride nasıl bir hayat istediğimi düşünüyorum. Aslında bir yanım hala "git oğlum işine biraz daha oku, eğlen gez hayata bir defa geliyorsun, tadını çıkar" der gibi. Son altı aydır Irak topraklarındayım ve buralardan çok sıkılmaya başladım. Aslında dışarı çıkıp rahatça gezebiliyorsun fakat işte pek cazip gelmiyor bana. Hayat burada ucuz değil. Her şey ülke dışından ihraç ediliyor. Alkol ve sigara cidden çok ucuz. Efes = 1000 Irak dinari :) iç içebildiğin kadar. İyi kötü günlerimiz geçiyor buralarda fakat çok yoruluyoruz ve insan olduğumuzu unutuyoruz bazen. Neden geldim buralara diyorsun fakat artık gelmişsin ve biraz dişini sıkıp para kazanma zamanı. Elbet bütün hayatın bu şekilde gi...

Terketmedi Sevdan Beni ... Ahmet Arif

Resim
SEVDAN BENİ    Terketmedi sevdan beni,    Aç kaldım, susuz kaldım,    Hayın, karanlıktı gece,    Can garip, can suskun,    Can paramparça...    Ve ellerim, kelepçede,    Tütünsüz uykusuz kaldım,    Terketmedi sevdan beni...   

Anlık yaşamımın bir “unutkanlığım” anı

Resim
Unuttum seni unutkanlığım… Aslında hep aklımda idin ama son zamanlarda unuttum seni. İsteyerek mi ,istemeyerek mi oldu bilmiyorum ama işte unuttum seni... Gülümsemelerini, haylazlıklarını, merdiven kayıpta bir tarafını incitmelerini… Olup olmadık şeylere gülüp, kimi zamanda ağlamanı… Gece yarısı kadınının dik göğüslerinin ucundan akan zaman gibi yavaş yavaş yürüyüşünü de unuttum. Savaşımızı hatırlar mısın? Hani bir gün ben yorgundum gündüzde doğan bir ışıltı ile yorulmuştum… Sense, yeni doğmuş bir bebek kadar canlı ve umutlu idin. Ben hayran kalmıştım o an sana. Sesinde huzuru yakalamıştım. Rüya gibiydi hüzünler… Ben seni susturmaya çalışırken sen her zamankinden daha gür akmaya başlamıştın. Unutamamıştım seni o an unutkanlığım… Karanlıkta bana koşa koşa gelişini sonsuz bir kuyunun derinliği gibi aklımda tutarım hala… Gece sessiz, soğuk, rüzgâr sinirli sinirli yol alıyordu… ay kendini tamamlamaya çalışıyordu… Güneş doğuşuna doğru hızlıca koşuyordu siyahı andır...

Which one is yours? / Hangisi sizin ?

Resim
It was pretty sunny day,some grey clouds and walking in Erbil streets. We had some foods then trying to discover small places. we saw a generator which feeds homes. imagine that you have one of those homes and get problem with cable. First of all you need to learn which cable is yours :)) Can you guess which one is your cable ??? :))) ( see me how much i was confused :) ) Güzel güneşli bir günde havada biraz da gri bulutların zamanında, Erbil de yürüyüşteyiz. Kahvaltı niyetine bol soslu İskender yedikten sonra birazcık etrafı keşfetmeye çıktık. Bir çok mahallede evlerin elektrik enerjisinin jeneratörlerden sağlandığı bu şehirde sıklıkla karşılaşılan bir durumun biraz daha ileriye taşınmış halini görünce çok güldük. Düşünün ki sizin evinize de bu kablolardan biri geliyor ve elektrikte kablodan doğan bir sıkıntı oldu. Her şey den önce hangisinin sizin kablonuz olduğunu öğrenmeniz gerekiyor:) Acaba hangisi sizin? :)))